Devletin yüklendiği görevleri gerçekleştirebilmek için belli harcamalarda bulunması bir zorunluluktur. Bu sebeple; kamu harcamaları dar anlamda bir ülkede kamusal faaliyetlerin yürütülmesinden dolayı yapılması gereken ve bütçe içerisinde gösterilen harcamalar şeklinde tanımlanabilir. Devletin izlediği maliye politikasında belirtilen hedeflere ulaşmada kullanılan vergi harcaması, bütçe dışı bir harcama olup, vergi kanunları tarafından oluşturan vergiyi hafifletici tedbirlerin tümüdür. Vergi harcaması; devletin, ekonomik, mali ve sosyal amaçlarla tahsil edeceği vergilerden, kısmen veya tamamen, geçici ya da sürekli olarak feragat etmesidir. Vergi harcamaları devletin ekonomik ve sosyal amaçlarının gerçekleşmesinde kamu harcamalarının alternatifini oluşturabilmektedir. Vazgeçilen vergi miktarı, bunlardan yararlanan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılan bir transfer harcaması gibi de düşünülebilir. Bu özelliği ile vergi harcamaları dolaylı transfer harcamalarından sayılır.
Vergi politikaları, maliye politikalarının uygulama araçlarından biri olup, makro hedeflere ulaşmada kamu harcama politikalarının tamamlayıcısı olarak kullanılabilmektedir. Belirlenen amaçların gerçekleşebilmesi için, vergi alınması gereken kişi veya kurumlar bazen de verginin konusu, vergi sisteminin dışına çıkarılabilmektedir. Bu açıdan, vergi harcaması olarak tanımlanan muafiyet, istisna ve indirim gibi uygulamaların bileşimi ve vazgeçilen vergi hasılatının büyüklüğü makro ekonomik hedeflere ulaşmak açısından önemlidir. Kamu harcamalarının en önemli finansman kalemi olan vergi gelirlerinden söz konusu uygulamalarla vazgeçilmesinin amacı belirlenen mükellef grupları veya faaliyetlerin desteklenmesiyle temel ekonomik hedeflere ulaşabilmektir.
Uygulamada vergi harcamaları; 1vergi muafiyet ve istisnaları, 2vergi kredisi, 3düşük vergi oranları, 4vergi ertelemesi ve 5vergi indiriminden oluşmaktadır. Vergi harcamalarının amacından saparak hedeflenen grup ya da faaliyet dışındakilere bir transfer haline dönüşmesi uygulamadaki zorlukların bir göstergesidir. Bu amacı dışındaki transfer harcamaları vergi sisteminde kayba yol açan uygulamalardır.
Vergi alacağından vazgeçilmesi vergi gelirlerini azaltırken bütçede yer alan kamu harcamalarının miktarını da arttırmayacak ve bir anlamda bütçe giderlerindeki artış engellemiş olacaktır. Ancak, vergi harcamalarının miktarının bilinmesi ve bütçe verileri ile beraber değerlendirilmesi gerekmektedir. Birçok ülke vergi harcamaları tutarlarını hesaplamakta, özellikle OECD ülkeleri vergi harcamalarını bütçe süreçleriyle beraber değerlendirmektedir. Vergi harcamaları ülkelere göre farklılıklar göstermektedir. 1990’lı yılların başlarından itibaren sağlık, eğitim, düşük gelir grubu mükelleflerinin desteklenmesi gibi konularda ülkelerin vergi harcamalarını arttırıcı politikalar izledikleri söylenebilir. Dolayısıyla, verginin kişisel gelir üzerindeki yansımaları azaltılmaya çalışılmıştır. Ayrıca,belirtilmesi gerekli diğer bir konu da; vergi harcamalarının gelişiminin bütçe ile uyumudur.
Vergi harcamalarının, düzenli raporlamayla bütçe sürecinin içine dâhil olması önemlidir. Vergi harcamaları bir açıdan kamu harcaması niteliğine bürünebilmekte ve vergi gelirinden vazgeçilmesiyle, kaynakların, ihtiyaçların karşılanmasına yöneltilmesi mümkün olabilmektedir. Bu etki, teorik olarak vergi gelirlerini azaltacak, kamu harcamaları da nispeten azalacak ve kamusal ihtiyaçlar karşılanacaktır. Ancak vurgulanması gereken unsur; bütçe süreci içerisinde bu etkilerin analiz edilebilmesidir. Bütçede saydamlık gereği vergi harcamalarıyla ilgili tüm verilere ulaşılmalıdır. Düzenli vergi harcaması raporları ile denetim sağlanabilmelidir.
Türkiye için, özellikle 2006 yılından itibaren bütçe eki olarak yayınlanan vergi harcama tahminlerine ulaşılabilmektedir. 2000’li yılların başlarında gerçekleşen Bütçe Kanunu değişikliğinin bu gelişmede payının olduğu ifade edilebilecektir. Türkiye’de de 2001 ve 2007 yıllarında vergi harcama raporları yayınlanmıştır.
2006 yılından itibaren de heryıl vergi harcama tahminleri yayımlanmaktadır. Ulaşılan veriler göre; Gelir Vergisi Kanunu içerisinde vergi harcamalarının payının arttığı ve önümüzdeki yıllarda GSMH içinde, gelir vergisi bünyesindeki vergi harcamalarının payının daha da artacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizdeki uygulamanın en önemli özelliklerinden birisi vergi kanunları dışında birçok kanunda vergi harcaması niteliğinde vergi teşvikleri bulunmasıdır. Devletin gelir ve harcamalarını da saydamlaştırması, kimin ve hangi faaliyetlerin ne tür vergi harcamalarından yararlandığının bilinmesi, bu bilgilerin kamuoyuna sunulması saydamlık açısından önemli görülmektedir.
Sonuçolarak, Türkiye ve OECD ülkelerinin birçoğunda “gelir vergisi” içerisinde vergi harcamalarının payının artış eğilimi gözlemlenmektedir. Dolayısı ile vergi harcama raporlarının düzenli bir şekilde yayımlanması ve bütçe süreci içerisinde yerini almasının önemi vurgulanabilir. Aksi durumda, vergi harcamalarının artması, vergi gelirlerinde azalmaya yol açacak, kamu harcamalarının finansmanı için farklı mali araçlar seçilebilecek ve mali disiplinin sağlanması güçleşebilecektir.
Bu yazı habergzt.com'da yayımlanmış olup 8781 defa okunmuştur .