Kökü 12. Yüzyıla dayanan, 18. Yüzyılda devlet ve kilisenin değerlerini menfi etkilemesi dolaysıyla yasaklanmasına karşın birçok kolejde 18. Yüzyılın ortalarına kadar takımlar oluşturulup kuralsız oynanmış ve kitleleri etkilemiştir. 1862 yılında İngiltere’de bir kolej öğretmeni tarafından kuralları yazılmış, Birleşik Krallığın başta kolonileri olmak üzere tüm dünyaya hızla yayılmış ve toplumların sosyal hayatlarında giderek daha fazla yer alan futbol, önemli bir sektör haline gelmiştir.
UEFA’nın kuruluşundan 1990’ lara kadar geçen süre içinde futbolun endüstriyel gelişimine destek sağlayacak her türlü zemin oluşturulmuştur. Avrupa’da daha erken olmak üzere, ülkemizde 1990’lı yılların sonlarından itibaren, kulüplerin yeni statlar inşa ederek gelirlerini artırma isteğiyle başlayan ve sonrasında ortaya çıkan reklam, sponsorluk gelirleri ile bunların etkisiyle artış gösteren logolu ürün gelirleri ve yüksek yayın hakları gelirlerinin de katkısıyla futbol büyük bir endüstri olarak hızla yeniden yapılanmaya başlamıştır. Futbol Kulüpleri ve Federasyonlarının sağladıkları gelir kalemleri içinde, maç günü gelirlerinin dışında, medya ve yayın, sponsorluk ve ticari gelirler olmak üzere önemli gelir kaynakları bulunmaktadır.
Futbolun en büyük 5 ligi sıralamasında İngiltere, İtalya, Almanya, İspanya ve Fransa yer almaktadır. Yıllık Kulüp geliri olarak en büyük 5 kulüp ise, sırasıyla Real Madrid, FC Barcelona, Juventus, Manchester United ve AC Milan’dır. Dolayısıyla dünya futbol endüstrisinden en fazla bu ülkeler ve kulüpler pay almaktadır.
Ekonominin hızla değişen kuralları, taraftar sayıları milyonları bulan futbol kulüplerinin, hızla ekonomik bir örgüt olarak organize olmalarını sağlamıştır. Yeni statlarını inşa ederek geleneksel gelirlerini artırmak, bununla birlikte 1980’lerin başında ortaya çıkan ticari alışveriş, sponsorluk, reklam gelirleri ve 1990’lar sonrasında önem kazanan medya ve yayın gelirleri gibi yeni gelirleri ile Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası vb. uluslararası turnuvalarda başarılı olma hedefleri için, futbol kulüpleri hızla şirketleşme sürecine girmiştir. Üye kayıt sistemine dayanan ve bu anlamda “klasik” olarak adlandırılabilecek dernek modelinde, üyelerin kulübe sermaye koyarak ortak olmamalarından ve ticari bir bağlılık da hissetmemelerinden sürdürülebilir ticari başarıda zor hale gelmektedir. Bu sebeple endüstriyel futbola geçiş dönemi ile birlikte yavaş yavaş klasik sitem terkedilmekte ve kulüpler şirketleşmektedir. Futbol kulüplerinin kuruluşlarından bu yana devam etmiş sadece sportif bir organizasyonolma görevleri, satışları devasa büyüklüklere ulaşan pazarlamanın ön planda olduğu ve profesyoneller tarafından yönetilen ekonomik yanlarıyla kurumsal organizasyonlaradönüşmüştür.
Başarılı olmuş kulüplerin hepsinin ortak paydasının; mevcutlarının olduğu gibi tespitinden sonra, sportif, ekonomik ve sosyal başarı hedefiyle uzun vadeli sürdürülebilir stratejileroluşturmaları ve kurumsallaşmış olmalarıdır.
Futbol, artık sadece statlarda değil dijital platformlar aracılığıyla dünyanın dört bir tarafında hatta cep telefonlarıyla dağ başında bile izlenebilen bir hal almış, tabi bu durumda da küresel çapta parasal gelirler de futbola akmaya başlamış, dolaysıyla kulüpler de bu işten ciddi para kazanmaya başlamışlardır. Endüstri haline gelen futboldan gelir elde edenlerin sayısının gün geçtikçe artmasının yanı sıra özellikle reklam ve sponsorluk gelirlerinin çok hızlı şekilde yükselmesi, bu sektöre olan ilgiyi daha da artırmaktadır. Dünyada futbol ile ilgili birçok kurum ve kuruluş, yeniçağın teknolojilerinin geliştirilmesinde, futbolun ürün ve hizmetlerinden faydalanarak, futbol sayesinde kitlelere ulaşmanın yollarını aranmaktadır. Aynı zaman futbol ile ilgili federasyonlar, kulüpler ve işletmeler; yeni teknoloji, yeni ekonomi, yeni pazarlama tekniklerini kullanarak ürün ve hizmetlerini milyonlarca tüketiciye ulaştırmaçabası içerisinde yer almaktadır.
Ülkemizin futbol ekonomisi büyüklüğünün uzmanların açıklamasına göre yaklaşık 1 milyar Euro gibi devasa büyüklüğe ulaştığı ifade ediliyor. İngiltere Premier Ligin değerinin yaklaşık dörtte birine karşılık geliyor. Ülkemiz futbol olarak, parasal gelir bakımından da Avrupa’nın önemli liglerinden birisi haline geldi. Statlar yenilendi, yeni statlar inşa edildi. Futbol kulüplerimizin gelirleri naklen yayın hakları ve sponsorluk gelirleri nedeniyle önemli ölçüde arttı. Avrupa şampiyonaları özellikle Şampiyonlar Ligi ile beraber yayın gelirleri patlama yaptı. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen Ülkemiz futbol endüstrisinin ve çoğu futbol kulüplerinin şeffaflıktan kurumsallaşmaya, finansal darboğazdan kâr’sızlığa kadar çok sayıda sorunla boğuştuğu da bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ülkemiz ‘de, taraftarın çok büyük bir kısmı dört büyükleri destekliyor. Doğal olarakta pastadan büyük payı bu kulüpler alıyor. Sportif başarılarda bu yönde oluyor.
Futbol kulüplerinin yönetiminde şeffaflık ve kurumsal yönetimleri için UEFA tarafında Finansal Fair Play düzenlemesi 2004’te yapıldı. Ülkemiz 2014 yılında buna tamamen uyma kararı aldı. UEFA senede üç kere Mart, Haziran, Eylül aylarında kulüplerin tüm kayıtlarını inceliyor, bu denetimler mali denetimleri de kapsıyor. Bu denetimler sonucunda idari ve mali yaptırımlar uygulanabiliyor. UEFA’nın bu denetimlerdeki amacı, kulüplerin doğru, tutarlı, bütçeleriyle uyumlu kurumsal bir şekilde yönetilmesini sağlamak şeklinde açıklanıyor.
Bu yazı habergzt.com'da yayımlanmış olup 7703 defa okunmuştur .