Ülkeler, inşaat sektörleriyle küresel anlamda yer edinmek daha fazla pay almak istemektedir. Bu anlamda teknolojik ve siyasal gelişmelerde inşaat sektörünü yakından ilgilendirmekte, dolayısıyla firmalar çeşitli yöntem ve yaklaşımlar sergileyerek var olma savaşı vermekte, kendini yenileyebilen, çağa ayak uyduran, teknolojiyi kullananlar bu yarışta ayakta kalmaktadır.
İnşaat sektörü, diğer sektörle ilişkileri, iş hacmi, istihdam etkisi ve ihraç edilebilirliği nedeniyle ülkeler için ekonomilerine en önemli katkı yapan sektörlerden olup, gerek arz gerekse talep yönünden ülkelerin ekonomilerini etkilemektedir. Kısacası inşaat sektörü ülkelerin sosyal ve ekonomik hayatıyla yakından ilgilidir. İnşaat sektörünün ekonomiye dolaylı dolaysız katkısı, imalat ve maden sektörleriyle olan yakın ilişkisi, istihdam sağlayıcı özelliği ve ihraç edilebilen bir hizmet olması önemini gösteren özelliklerindendir. İnşaat sektöründeki hareketlilik, ilişkili olduğu diğer sektörlerde de hareketlilik demektir. İnşaat sektöründeki büyüme diğer sektörlerde de büyümeyi getirir. Tersinde ise diğer sektörlerde daralma, küçülme ve genelde işsizliğin artması demektir. Sektöre girdi veren ana sanayiler; cam, çimento, demir-çelik ve mobilya hariç ağaç ürünleri, taş-tuğla, enerji, kimya, plastik, makine, motor gibi sektörlerle, bankacılık, sigortacılık, teknik müşavirlik gibi hizmet sektörleri de inşaat sektörüyle değerlendirilmektedir. İnşaat sektörünün 200' ün üzerinde sektörle ilişkili olduğu belirtiliyor. Onun içindir ki inşaat sektöründeki olumlu ya da olumsuz gelişmeler ülke ekonomisini yakından ilgilendirmektedir.
Dünya inşaat sektörünün toplam üretimi yıllık 3 trilyon doları geçmesi sebebiyle ülkeleri de bu pastadan daha fazla pay almak üzere rekabet içine almaktadır. İnşaat sektörü ülkelere istihdam sağlayıcı ve döviz getirici özelliğe sahip olduğundan firmaların inşaat taahhütleri de ilgili devletler tarafından desteklenmektedir. Yine enflasyon ve durgunluk ile mücadelede de bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Diğer ülkelerde inşaat sektöründe faaliyet göstermek ülke kaynaklarının ve çeşitli sektörlerinin dışarda pazar edinmesini sağlamaktadır. Bunlar, müşavirlik, bankacılık, sigorta hizmetleri, yapı malzemeleri-elemanları, donanım, iş gücü gibi geniş alanları kapsamaktadır.
Ülkemiz özellikle 70’li yıllardan itibaren müteahhitlik sektöründe yurtdışında işçi istihdam etmesi, kullanılan malzemelerin Türkiye’den ihracı ve yüklenilen işlerin getirdiği kârlar ile birlikte önemli pay edinmiştir. Yurt dışında çeşitli ülkelerde Türk firmaları zamanla ve deneyimleriyle birlikte, yol, tünel, köprü, baraj, enerji santralı, liman, havaalanı, boru hatları gibi altyapı projeleri ve hastane, hava limanı, otel, büro, şirket binası, ticaret merkezi gibi prestij yapıları gerçekleştirmiştir. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri yıllık 30 milyar Dolarlar seviyesine çıkmıştır. Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitleri listesinde, 40’ın üstünde Türk firması yer almaktadır.
Nüfusun artmasına bağlı olarak yeni inşaatlar, kamu binaları-yapıları, sosyal yapılar ve konutlara ihtiyaç duyuluyor. Son yıllarda gerek finansman gerek ekonomik istikrar ve faizlerin düşmesiyle iç piyasada da inşaat yatırımları gözde hale gelmiş, bir de buna kentsel dönüşüm projeleriyle mevcut kalitesiz yapılardan kurtulma konusu eklenince konut piyasasında önemli ölçüde büyüme yaşanmıştır. Ülkemizde son dönemde inşaat sektöründeki yaşanan büyüme de daha çok konut talebindeki büyüme ile gerçekleşmiştir. Konut arzı kredi piyasasındaki gelişmelerden etkilenmektedir. Konut inşaatlarının reel faiz oranlarından etkilendikleri de belirlenmiştir. Toplam nüfusun % 7-8'inin inşaat sektöründen gelir sağladığı, ekonomiye dolaylı etkisinin % 33 olduğu istihdam payının ise % 12 olduğu belirtilmektedir.
Darbe girişiminin ardından ekonomiyi canlandırmak ve son zamanlarda durgunlaşan emlak satışlarını harekete geçirmek için Emlak Konut tarafından bir kampanya başlatılmıştır. Hayata geçirilen kampanya kapsamında; kredilendirme sistemi, faiz oranları ve konut fiyatlarında yaşanan düşüşle beraber konut satışlarında artışların gözlendiği, nitekim 1 aylık kampanya döneminde 7 aylık cironun elde edildiği, talebin yoğunluğu sebebiyle kampanyanın uzatıldığı açıklanmıştır.