Türkiye; Rusya’nın, doğalgaz anlaşmasında “mücbir sebep” göstererek doğalgaz akışını kesmesi durumunda, doğalgaz alınabilecek alternatif ülke arayışında. Alternatif olarak gösterilen ülkeler arasında İsrail, Suriye, Mısır, Irak, İran, Katar, Nijerya ve Cezayir de bulunuyor. Bunlardan Suriye, İsrail, Mısır, Irak, İran ikili ilişkilerimiz ve BM yaptırımları nedeniyle devre dışı kalıyor. Katar, Nijerya ve Cezayir’den tedarik etme imkanı var ancak, bu ülkelerden gelecek doğalgaz, sıvılaştırılarak Türkiye’ye gönderileceği için maliyeti yükseliyor. Aynı şekilde, sıvılaştırma ve depolanma sürecinde doğalgazın hacminde kayıplar da meydana geliyor. Bu nedenle, bu ülkelerden gelecek doğalgaz, Türkiye açısından “kârlı” bir tercih olarak görülmüyor.
Türkiye’ nin Rusya’ya doğalgazda bağımlılığı % 55 civarında. Doğalgazın alternatif tedariki konusunda bugün için 3 yıl süreyle yani 2018’e kadar önlem olarak fazla bir şey yapamayacak durumda olduğumuz gerçeği de saklanamaz. Hemen karar alınsa bile Azerbaycan ve İran üzerinden kapasite artırmak, yeni boru hattı veya Kuzey Iraktan yeni boru hattı için en az 3-4 yıl gerekiyor. Kısa vadede LNG dışında alternatif kaynak yok gibi. LNG içinde depolama tesisi gerekiyor. Yüzer LNG depolama tesisi belki hızlı tesis edilebilir. Rusya’ nın doğalgaza vuracağı herhangi bir darbe Türkiye’ yi zor durumda bırakır. Yapılan anlaşmalara göre Rusya doğalgazı doğrudan kesemez. Ancak bugüne kadar Rusya’ nın diğer ülkelere gazı kesme de “uydurma arıza şeklinde” yaptıkları dikkate alınırsa, buda tehlikeli. O zaman Türkiye’ nin Rusya’ nın bu ülkelere birkaç yıl önce yaptığını dikkate alarak önlemlerini alması iyi olurdu ancak çeşitli nedenlerle alınamadı. Türkiye’ nin yeterli doğalgaz depolama tesisi yok. Katarla LNG alımı ve depolama tesisi için ön anlaşma imzalandı. Kapasitesi de tam açıklanmadı. 3 yıl önce yapılsa bugün için doğalgaz alabilecek durumda olsaydık bir anlam ifade ederdi. Yine de “bir musibet bin nasihatten iyidir” derler ya, “zararın neresinden dönersen kardır” diyelim. Bu kış patlayacak bir krizde kısa vadede ne yapılacak o önemli.
Türk Hükumeti, Rus gazına alternatif kısa vadeli tedarik tedbirlerini geliştireceğini açıkladı. Bunlar; “Azerbaycan ve İran'dan ilave gaz alımı ile Katar, Cezayir ve Nijerya'dan sıvılaştırılmış gaz alımı artırılacak. Ayrıca, Kuzey Irak'tan gaz alımı için mevcut enerji kontratlarının kapsamı genişletilecek. Doğalgaz depolama tesisleri stratejik yatırım olarak ele alınacak. İlk etapta Tuz Gölü depolama tesisleri bitirilecek. İzmir merkezli özel sektör sıvılaştırılmış depolama hacmi ilave yatırımla büyütülecek. Özel sektör doğalgaz çevrim santralleri ile bazı sanayi tesislerine ikinci yakıtla üretime geçmeye hazır olmaları istenecek. Hidrolik imkanlar sonuna kadar kullanılacak.” Tabi ki bu tedbirler yetersiz olsa da pahalı olması sebebiyle de ekonomimize bir maliyeti olacak. Bunlardan Özel sektörün alternatif yakıt kullanımı ile hidrolik kaynak kullanımı kısa vadeli çözüm, diğerleri ise orta vadeli çözüm.
BOTAŞ verilerine göre hâlihazırda ithal edebileceği 42 Milyar m³ kapasiteli doğalgazın; Cezayir’den (LNG) (4,4 Milyar m³) %10,46’sını, Nijerya’dan(LNG) (1,3 Milyar m³) %3,09’unu, İran’dan (9,6 Milyar m³) % 22,33’ünü, Rusya’dan (20 Milyar m³) % 47,56’sını, Azerbaycan’dan (6,75 Milyar m³) % 16,05’ini alabilmektedir. Türkmenistan’la 15,6, Azerbaycan’la (TANAP) 6 milyar m³ doğalgaz alım anlaşmaları da mevcuttur. Diğer taraftan özel sektör şirketleri ise yaklaşık 10 milyar m³ gaz ithal edebiliyor.
(EPDK) verilerine göre geçtiğimiz yıl en fazla doğalgaz ithalatı boru hatları vasıtasıyla 26,9 (%54,76) milyar m³ ile Rusya’dan yapıldı. Bunu yaklaşık 9 (%18,13) milyar m³ ile İran, 6 (12,33)milyar m³ ile Azerbaycan takip etti. Ayrıca Cezayir’den 4,1(%8,48) milyar m³ , Nijerya’dan 1,4 (%2,78)milyar m³ ve spot piyasadan 1,7 (%3,43) milyar m³ sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımı olmak üzere toplam 49,2 Milyar m³ doğalgaz alımı yapıldı.
Ülkemizde doğalgazın; yaklaşık % 48’ielektrik üretiminde, % 25‘i sanayide, % 19’u meskenlerde, % 6’sı Resmi Dairelerde, 2’side diğer abone gruplarında tüketilmektedir.
Önemli olan ise asıl etkinin Rusya’nın bir bahane ile doğalgazı kesmesi ile belirecek olması bunu düşünmek bile istemiyoruz. Elektrik üretimi ve sanayinin olumsuz etkileneceği kesin. Meskenlerde de büyük ölçüde sıkıntı yaşanacak ve kömüre dönülecek olması sebebiyle hava kirliliği dâhil etkisi olacak. Kömür fiyatları belki de tavan yapacak. Ekonomi altüst olacak. Ancak bu durumda yalnız Türkiye zarar görmeyecek. Rusya’da zarar görecek. Bir defa uluslararası anlaşmalara uymaması sebebiyle güvenilirliğini tamamen yitirecek. Artık Rusya’dan doğalgaz alan ülkeler aldığı gazı olağanüstü riskli bulacak. Daha da önemlisi Rusya ile üçüncü ülkelerin ticaret yapması konusunda şüphe ile bakmasına gösterge olacak. Rusya doğalgazı pazarlamakta çok zorlanacak. Türkiye artık alternatif kaynakları değerlendirecek. Rus ekonomisi önemli bir pazar kaybına uğrayacak.
Bu gelişmelere bakarak son söz olarak; Türkiye enerji arz güvenliğini sağlamalı ve bir ülkeye aşırı bağlı kalmamalıdır. Hangi ülke olursa olsun.