Translate

15 Ağustos 2016 Pazartesi

UÇAK KRİZİNDEN BUGÜNE RUSYA İLE İLİŞKİLER…

İki lider ilişkilerin eskiye dönmesi için adım atmaya ve Ağustos ayında bir araya gelmeye karar verdi. Bu karar Türk Rus tarihine not düşecek, küresel ekonomi, siyaset ve askeri durumuna da etki edecek bir karardı.














Rusya Esed’in sahada zor durumda kaldığı bir dönemde, Eylül 2015’te tüm dengeleri değiştiren bir adım attı. Suriye’de hava operasyonlarına başlayarak sahaya resmen müdahil oldu. 30 Eylül’de hava operasyonlarına başlayan Rus uçakları, birkaç kez Türkiye hava sahasını ihlâl ettiği için uyarıldı. Kasım 2015’te G-20 zirvesi için geldiği Antalya’da Putin, farklılıklar askeri olarak sahaya yansımış olsa da, ticari ilişkilere yansımaması gerektiği fikrinde ısrarlıydı; “Gerçekten, devletlerimizin Suriye krizinin çözülmesine ilişkin tutumları farklılık göstermektedir. Fakat aynı zamanda Rusya ile Türkiye’nin ortak önceliklerinin olması önemlidir. Mevcut anlaşmazlıklar ikili ilişkilere zarar vermemelidir.” 24 Kasım 2015 günü Türk hava sahasını yine ve defalarca ihlâl eden Rus savaş uçaklarından biri bu kez Türk jetleri tarafından vuruldu. Rus uçağı Türkiye sınırına yakın bölgede düştü, bölgedeki Suriyeli muhalifler pilotlardan birini öldürdü. Ardından çok daha sert açıklamalar geldi. Türkiye “Angajman kuralları gereği ” dedi. On gün öncesine kadar ikili ilişkilerin bozulmaması gerektiğini söyleyen Putin, “Bu olayın sonuçları ağır olacak” dedi ve Ruslara Türkiye’ye gitmeme uyarısı yaptı. Başbakan Medvedev, Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımların uygulanması için bakanlıklara emir verdi. 15 Aralık’ta yapılması planlanan ÜDİK toplantısı iptal edildi. Bu sırada iki ülke arasındaki ticaret hacmi 35 milyar dolardı.
Enerjiden turizme, ticaretten inşaat projelerine kadar iki ülke ekonomik açıdan birbirine fazlasıyla bağımlı haldeydi. Rusya, Türk tarım ürünlerinin en büyük pazarıydı. Türkiye ve Rusya karşılıklı olarak birbirlerinin en önemli ticaret ortaklarıydı ve Türkiye Avrupa Birliği'nin (AB) ardından Rusya'nın en büyük doğalgaz ve petrol müşterisi konumundaydı. Türk müteahhitlerin en çok iş aldığı ikinci ülke Rusya’ydı. Tamamlanması gereken Mersin'de Rus enerji şirketi Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı gibi mega projeler vardı. Krizin yansıması enerji başta olmak üzere çok sayıda devasa bütçeli stratejik yatırımda işbirliği yapan taraflar için ağır oldu.
Rusya kış aylarında doğalgazı keser mi? Konusu tartışılmaya başlandı. Türkiye doğalgaz konusunda alternatif önlemler almaya çalıştı. Ancak Rusya bu konuda basiretli tüccar gibi davrandı ve korkulan olmadı. Ukrayna krizi sebebiyle Rusya’ya uygulanan yaptırımlara Türkiye’de diğer tüm NATO ülkelerinin aksine katılmamıştı. Aslına bakarsanız her iki ülke vatandaşları da bu olumsuz gelişmelerden memnun değildi.
Putin’in “çok ciddi sonuçları olacak” açıklaması, Ankara’ya yönelik suçlamaları ve sert tonu aylar sonra, Haziran’da dışişleri ve ekonomi bakanlıklarındaki ekiplerin temasları sonucu yumuşadı. Ancak özür talebi hiçbir zaman geri çekilmedi. Erdoğan, 27 Haziran’da Putin’e bir mektup yazarak, düşürülen Rus uçağı ve öldürülen pilotla ilgili üzüntülerini iletti. Pilotun ailesine “kusura bakmasınlar” dedi. Bu ifade, Putin’in talep ettiği resmi özürden farklıydı. Ancak Putin yine de 29 Haziran’da Erdoğan’ı arayarak teşekkür etti. Arkasından arabulucuların girmesi ve nihayet Liderler, ilişkilerin eskiye dönmesi için adım atmaya ve Ağustos ayında bir araya gelmeye karar verdi. Bu karar Türk Rus tarihine not düşecek, küresel ekonomi, siyaset ve askeri durumuna da etki edecek bir karardı.
Erdoğan'la Putin arasında 9 Ağustos 2016 St. Petersburg kentinde gerçekleşen tarihi görüşmede, ekonomi, ticaret, enerji ve turizm alanlarını kapsayan orta vadeli bir program üzerinde anlaşmaya varıldı. Putin düzenlenen ortak basın toplantısında "Önceliğimiz ilişkileri kriz öncesi duruma döndürmek" dedi ve Türkiye'ye yönelik yaptırımların aşamalı olarak kaldırılacağını söyledi. Erdoğan ise ilişkilerin eski seviyelere taşınmasında iki tarafın da son derece kararlı olduğunu vurgulayarak Akkuyu Nükleer Santral  projesine stratejik yatırım statüsü verileceğini ve Türk Akımı projesinin hızlı bir şekilde hayata geçirileceğini, iki ülke arasındaki ticaret hacmiyle ilgili hedefin 100 milyar dolar olduğunu söyledi. Erdoğan ayrıca  "Fetullahçı Terör Örgütü'nün ve arkasındaki güçlerin, ülkelerimiz arasındaki ilişkilere de kastettikleri bugün çok daha iyi anlaşılıyor." dedi.
 Basın toplantısında ilk konuşmayı yapan Putin'in açıklamalarından satır başları şöyle:
 ·  Somut ve yapıcı bir görüşme yaptık. İkili ilişkiler, bölgesel ve uluslararası konuları ele aldık.  
·  Türkiye'ye karşı kısıtlamaları kademeli olarak kaldıracağız. İşbirliği mekanizmalarını canlandıracağız.
·  Önceliğimiz krizden önceki döneme dönmektir. Bu çok önemli bir hedeftir.
·  Ticari işbirliğinde en önemli noktayı enerji işbirliği yer alıyor. Bu enerji işbirliğini başlatmak için somut adımlar atmamız gerekiyor. Nükleer ve Türk akımı gibi konularda üzerimize düşen adımları attık. 
·  Kriz öncesine dönmek için zamana ihtiyacımız var. Charter uçuşlarının yeniden düzenlenmesi de zaman meselesi ama muhakkak olacaktır. 
·  Türkiye vatandaşlarının inşaat şirketlerinde çalışması kısa zamanda yeniden başlayacaktır. Ulaşım projeleri Türk inşaat firmaları tarafından yapılanlar, yeniden gündeme geliyor.
·  Uluslararası konulara da değindik. Basın toplantısı sonrasında Suriye konusunu yeniden görüşmeye karar verdik. Ortak mücadelemiz terörle.
·  Sayın Erdoğan'a teşekkür etmek istiyorum. Yalnızca bölgemizde değil tüm dünyada barışın sağlanması için çalışacağız.
 Erdoğan'ın açıkladığı mutabakatın başlıkları şu şekilde:
·  Üst düzey işbirliği konseyini yeniden canlandırılacak.
·  Charter uçuşları başlayacak.
·  Tarım ürünleri dâhil ikili ticareti kısıtlayan yasaklar kaldırılacak.
·  Türk müteşebbislerine yönelik yasaklar kaldırılacak.
·  Vizesiz rejimi tam teşekküllü olarak tekrar yürürlüğe koymak için peyderpey ve müştereken adımlar atılacak.
·  Akkuyu’ya stratejik yatırım statüsü verilecek.
·  Akkuyu projesi hızlandırılacak.
·  Türk Rus ortak yatırım konseyi kurulacak.
·  Savunma sanayiinde işbirliği arttırılacak.
·  Türkiye- Rusya-Azerbaycan  üçlü zirvesi mekanizması kurulacak.
·  Ankara-Moskova hattını bir güven ve dostluk hattı haline getirilecek.
·  Türk Akımı projesi hızlı biçimde hayata geçirilecek.
Bir atasözümüz var “Bir musibet bin nasihatten evladır” diye. Uçak krizi ile başlayan iki ülke arasındaki olumsuzluklar, bugün için belki de daha güçlü ortaklıklara başlangıç teşkil etti. Niçin derseniz, Türkiye ve Rusya birbirlerinin önemini daha çok kavradılar. Bu olumlu gelişmelerden her iki ülkede kazançlı çıkacağı gibi bölge ülkelerinin de hayrına olduğu kesin. 
Bu yazı habergzt.com.'da yayımlanmış olup 7121 defa okunmuştur .

ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN PETROLE ETKİSİ

Her şeye rağmen yakın gelecekte petrol yakıtlı araçların pazar payının önemli bir kısmına elektrikli araç sektörü sahip olacak… İlk el...