Translate

19 Aralık 2016 Pazartesi

DOLAR ENDEKSİ NEDİR, NASIL HESAPLANIR?

Dünyada Dolar’ın durumu ve trendi bu endeksle takip edilmektedir…
















DXY yani Dolar endeksi, ABD Doları’nın, Euro, Japon Yeni, İngiliz Sterlini, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İşviçre Fırang'ına göre belirlenmiş değeridir. Dolayısı ile, tüm dünyada Dolar’ın durumu ve trendi bu endeksle takip edilmektedir.
Amerikan Doları %60 oran ile en çok rezerv tutulan para birimi olması dolayısıyla takibi de kaçınılmaz oluyor. Dolar endeksi kısaca 6 önemli para biriminin geometrik ortalamasının dolar karşısındaki değerini gösteriyor. Peki niçin geometrik ortalama dersek; İstatiksel araştırmalarda gözlem sonuçları arasındaki oransal (nispî) farkların mutlak farklardan daha önemli olduğu durumlarda geometrik ortalamaya başvurulmaktadır. Diğer bir ifade ile gözlem sonuçlarının her biri bir önceki gözlem sonucuna bağlı olarak değişiyorsa ve bu değişmenin hızı belirlenmek istenirse geometrik ortalama sağlıklı sonuçlar vermektedir.
1944 yılında yapılan anlaşma ile 44 ülkenin para birimi dolar bazında sabitlenmiş ve doların değerinin ise altın üzerinden belirlenmesine karar verilmiştir. 25 yıl gibi uygulandıktan sonra bu sabit kur sistemi ABD ekonomisi için sorunlar oluşturmuş ve doların değerinin her geçen gün düşmesi neticesinde; 1971 yılının 15 Ağustos’unda Başkan Robert Nixon, ABD’nin Bretton-Woods sistemini (rezerv para için uluslararası anlaşmayı) terk ettiğini ve doların altına çevrilebilirliğine son verildiğini açıklamıştır. Yani karşılıksız Dolar ($) basma dönemi başlamıştır. Fiyatın piyasada belirlendiği serbest kur rejimine geçilmiştir. 1973 yılında FED aldığı karar ile ABD Doları’nın diğer para birimleri karşısında ki değerini ölçebilmesi için “Dolar endeksi” kavramını oluşturmuştur.
Dolar endeksinin hesaplanmasında Japon Yeni, Euro, Kanada Doları, İngiliz Poundu, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı olmak üzere 6 adet majör para birimi kullanılmaktadır. Bu para birimleri Dolar endeksi hesaplaması için aşağıdaki şekilde ağırlıkları oransal olarak belirlenmiştir;
Formülü ise; DXY = 50.14348112 x EUR/USD^ (-0.576) x USD/JPY^(0.136) x GBP/USD’(-0.119) x USD/CAD^(0.091) x USD/SEK’(0.042) x USDCHF^(0.036) şeklindedir.
Euro’dan önce hesaplamada, Alman Markı (%20.8), Fransız Frangı (%13.1), İtalyan Lireti (%9), Hollanda Guldeni (%8.3) ve Belçika Frangı ( %6.4) kullanılmıştır. DXY endeksi 1973 yılındauygulanmaya alınmış olup 100 değeri ile hesaplanmaya başlanmıştır. DXY = 100 dengeyi ifade eder. -/+ yön ise doların değer kaybı veya artışına işaret eder. 1985 yılında tavan yaparak 164.7 değeri ile en yüksek seviyesine ulaşan endeksi 2008 yılında ABD’den dünyaya yayılan küresel finans krizinde 70,6 değerini görerek en düşük seviyeye inmiştir. Dolar endeksi 2015 yılının sonlarına doğru 100 seviyesinde işlem görmeye tekrar başlamıştır.
Dolar endeksi, dünyada en çok kullanılan para birimleri karşısında doların değerini hesaplamak, piyasa oyuncularına ve regülatör kurumlara doların değeri hakkında daha net bilgi vermektedir. Dolar’a olan genel talebin analiz edilmesi açısından da önem arz etmektedir. Tüm dünyada bunu böyle bilmektedir. Ancak dünyada dolar hegemonyası artık diğer ülkelerce tartışılmaya başlanmış ve çözüm arayışına girilmiştir. AB kapsamında Euro bunun için oluşturulmuş, genelde Euro ile dış ticaret yapılmaktadır. Diğer yandan Rusya, Çin, İran ve Türkiye gibi ekonomisi büyük ülkeler kendi paralarıyla veya altın ya da takas yoluyla karşılıklı ticaret yapmak üzere girişimlerde bulunuyorlar. Ülkeler arasındaki ticaretin Dolar harici fiyatlandırması ve ödemesi, Doları olumsuz etkileyebilecektir. Belki de bir müddet sonra Dolar Endeksi’nin diğer ülkeler açısından fazla bir önemi kalmayacaktır, kim bilir.
Bu yazı habergzt.com'da yayımlanmış olup 9981 defa okunmuştur .


5 Aralık 2016 Pazartesi

YASTIK ALTINDA MİLYARLARCA DOLAR’LIK KAYNAK

Altın, döviz ve TL olarak âtıl bekletilen kaynak 211,5 Milyar Dolar, bunun yarısının bile Türk ekonomisine kazandırılması ekonomide bahar havası estirmeye yetecek 









Zor günleri için “yastık altında” tutma alışkanlığı halkımızın geleneklerinde var. Özellikle altın ve döviz bir kenara konur, ya da saklanır. Kadınlarımız ise takı olarak kullanır. Olumsuzluk durumunda veyahut lazım olduğunda çıkarılır kullanılır. İşte buradaki incelik yastık altındaki miktar için saklanan sürede oluşuyor ve ekonomide işlem görmediği için kayıp olarak gözüküyor.
Dünya Altın Konseyine (WGC) göre 3.500 ton, İstanbul Altın Rafinesine (İAR) göre de 5000 ton Türkiye’de yastık altında altın var. İstanbul Altın Rafinesince tahmin edilen yastık altındaki 5 bin tona ulaşan altın stokunun bugünkü değeri; gramı=133 TL ve 1 Dolar=3,53 TL baz alınırsa 188 Milyar Dolar civarında. Altına nazaran dolardaki şok yükseliş yastık altındaki altının dolar bazındaki değerini düşürmüş gözüküyor. Diğer yandan Türk işçi döviz birikimlerinin Mark’tan Euro’ya geçiş döneminde 46 Milyar Euro civarında olduğu hatta Almanya'daki nakitten fazla olduğu Alman basınında iddia edilmiş ve bunun çoğunun yastık altında olduğu da vurgulamıştı, ancak bu iddia Türk uzmanlarca pek kabul görmemişti. Yine TOBB’ce yapılan açıklamada en az 20 Milyar Dolar yastık altında döviz bulunduğu belirtiliyor. Buna mukabil Bankalarda ise vatandaşın kayıtlı yaklaşık 150 Milyar Dolar dövizi bulunuyor. Nereden bakarsanız bakın toplam altın ve döviz olarak 208 Milyar Dolar’ın üstünde önemli bir kaynak yastık altında âtıl duruyor. Yine hiç gündeme getirilmeyen TL olarak milyarların yastık altında atıl bekletildiği de bir başka gerçek. Cüzdandaki nakitten ya da sirkülasyondaki paradan bahsedilmiyor, ihtiyati tedbir olarak âtıl bir kenarda bekletilen TL’den bahsediliyor. TCMB verilerine göre Ekim 2016 itibariyle 122.632.932.299 TL tedavüldeki para miktarı. Bunun iyimser tahminle %10’u yastık altında olduğunu varsayarsak 12,2 Milyar TL=3,5 Milyar Dolar ediyor. Yani Altın, döviz ve TL olarak âtıl bekletilen kaynak 211,5 Milyar Dolar, bunun yarısının bile Türk ekonomisine kazandırılması ekonomide bahar havası estirmeye yetecek olması karşımızda bir gerçek olarak duruyor. Yastık altı ile igili verilen rakamlar çeşitli kişi veya kuruluşlarca tahmin ediliyor, şunu da unutmamamız gerekiyor ki tahminlerde eldeki belirli verilere dayandırılarak yapılıyor.
Sisteme güvenmiyor insanımız. Geleceğini kendince garantiye almak için biriktiriyor. “Ak akçe kara gün için” diyor ve biriktiriyor. Ve kimseyle de bu birikimini paylaşmak istemiyor. Bu bir tasarruf ancak ülke ekonomisine fayda sağlamayan atıl bir tasarruf. Aile büyüklerinin çoğu kendi en yakınlarından bile birikimini saklıyor. Birikimini bankada tutmak yerine evinde ya da güvenli bulduğu yerde saklıyor. Acaba gençlerimizin çoğunda “har vurup harman savurur” ata sözünde anlatıldığı gibi “bulduğu zaman bilinçsiz harcama yapar”anlayışı büyüklerin birikimlerini gizlemelerinin sebebi olabilir mi? Aile içindeki bu tür güvensizlik yine eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Diğer taraftan kadınların kollarını, boyunlarını süsleyen altın takılar, geleneksel tasarruf aracı olarak karşımıza çıkıyor. Ama evlerde saklanan bu altınlar ekonomiye hiçbir fayda sağlamıyor. Tasarrufunda ekonomik olması gerekiyor. Bu bağlamda tasarruf bilincini ve bağlantılı olarak elimizdeki ekonomik değerleri rantabl kullanma yetisini, çocuklukta vermemiz gerekiyor. Daha erken yaşlarda finansal okuryazarlık konusunda ki eğitimleri yaygınlaştırarak vermemiz kaçınılmaz gözüküyor.
İnsanlar bankalara veya finans kurumlarına neden güvenmez. Nereden buldun sorusuyla karşılaşmamak, veraset ve intikal vergisine veya diğer vergiler ile masraflara muhatap olmamak ya da dini inanç gereği bankaya bulaşınca faize de bulaşırım korkusu olabilir mi? Devlete bu konuda çok iş düşüyor. Mali kesimin gelişmesi için yastık altındaki birikimlerin sisteme kazandırılması, ekonomiye döndürülmesi gerekiyor. Bunu yaparken de insanların birikimlerine en küçük halel gelmeyeceğine dair gerekli güvenceleri vermekyasal düzenlemeleri yapmak ve daha kârlı olacağını göstermek özellikle de faize bulaşmak istemeyenlere çözüm üretmek gerekiyor. Yastık altındaki altın, döviz ve TL’ nin ekonomiye girmesi için yeni cazip yöntemler bulmak ve uygulamaya koymakta büyük fayda var. En önemlisi de bulunacak yöntemde birikimlerin devlet güvencesinde bulunması büyük önem atfediyor. 
Bu yazı habergzt.com'da yayımlanmış olup 9524 defa okunmuştur .


ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN PETROLE ETKİSİ

Her şeye rağmen yakın gelecekte petrol yakıtlı araçların pazar payının önemli bir kısmına elektrikli araç sektörü sahip olacak… İlk el...