Translate

1 Ağustos 2016 Pazartesi

ULUSAL VARLIK FONLARI…

Havuz oluşturulup biriken rezervlerle finanse edilen devlet kontrolündeki yatırım kurumları olarak tarif edilebilir...






Ulusal Varlık Fonları (Sovereign Wealth Funds) günümüzde giderek önemini daha da artırmaktadır. Söz konusu fonların, cari işlemler fazlasından kaynaklanan gelirlerin ülkeler arasında dağılımı konusunda önemli rol sahibi olmaları, geri çekme imkânının sınırlı olması nedeniyle uzun vadeli yatırımcı niteliği taşımalarından, özellikle kriz anında piyasa baskısına direnç göstermelerinden ve dalgalanmayı önledikleri için önemi gün geçtikçe artmaktadır. Cari fazlayı ya da etkin kullanılamayan kaynağı likit olarak tutmak manasız olacağından, ülkeler bunları çeşitli yatırım araçlarında değerlendirmektedir. Yüksek petrol fiyatları, finansal küreselleşme ve yabancı ülkelerdeki varlıkların bazı ülkelerde toplanmasına yol açan küresel finansal sistemdeki dengesizleşmenin etkisiyle Ulusal Varlık Fonları artmaya başlamıştır.
Ulusal Varlık Fonu ülkemiz için yeni bir kavram olmakla birlikte, dünyada 1950 yıllar da etkinliğini artırmıştır. Ulusal Varlık Fonlarının ilk örneği Sudi Arabistan ve Kuveyt tarafından 1952-53 yıllarında kurulan petrol fonlarıdır. Cari işlemler fazlası vermekte olan ülkelerin yabancı para rezervlerindeki artışların oluşturduğu rezerv birikimini değerlendirme arayışından doğan bir kavram olup, bir anlamda havuz oluşturulup biriken rezervlerle finanse edilen devlet kontrolündeki yatırım kurumları olarak tarif edilebilir. Bu fonları diğer kolektif yatırımlardan ayıran temel özellik fonlara kaynak sağlayan devletin kontrolü altında olmalarıdır.
Ulusal tasarrufların uluslararası arenada dolaşımı ve uzun vadeli yatırımcı özelliğinin yanı sıra, açık ekonomiye katkıları ve ait olduğu ülke ve yatırım yapılan ülkelerin kalkınmasındaönemli yer tutmaları nedeniyle Ulusal Varlık Fonları olumlu etki oluşturmaktadır. Özellikle 2000’li yıllardan sonra gelişmekte olan ülkelerin diğer ülkelerde yapmış oldukları yatırımlar Ulusal Varlık Fonlarında artışta etkili olmuştur.
Ulusal Varlık Fonları çeşitli nedenlerle oluşturulmaktadır. IMF kaynakları bu fonları amaçlarına göre 5 gruba ayırmaktadır;
1 Petrol ve doğalgaz gibi temel ürünlerin fiyatlarında ve bunlardan elde edilen gelirlerdeki dalgalanmalardan korunmak amacıyla İstikrar Fonları,
Yenilenemeyen varlıkların, çeşitlendirilmiş varlıklardan oluşan bir portföye dönüştürmek yoluyla bugünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacıyla Tasarruf Fonları,
3 Bütçe fazlası verilen dönemlerde yapılan yatırımların getirileri ile bütçe açığı verilen dönemlerde bütçe açığının kapatılmaya çalışılması amacıyla Rezerv Yatırım Şirketleri,
4 Ülkenin büyümesine katkı sağlayacak sosyoekonomik projelerin ve sanayileşme politikalarının finansmanı amacıyla Kalkınma Fonları,
5 Devlet bütçesinde beklenmedik bir zamanda oluşabilecek emekliliklerden kaynaklanabilecek ödemeler için kaynak oluşturmak amacıyla Emeklilik Rezerv Fonları.
Bugün için dünyanın çeşitli ülkelerine ait onlarca Ulusal Varlık Fonları bulunmaktadır. Ulusal Varlık Fonlarının içinde petrol fonları yüksek paya sahiptir. Sosyal Güvenlik Primlerinin değerlendirildiği emeklilik fonları da önemli yer tutmaktadır. Ulusal Varlık Fonlarının çoğunluğu 2000 yılından sonra kurulmuştur.
Uzun yıllarından beri faaliyette bulunan Ulusal Varlık Fonları kriz anında şu ana kadar bir probleme neden olmamış, aksine sisteme likidite sağlayarak piyasaların dengede kalmasına katkıda bulunmuşlardır.
Ulusal Varlık Fonlarının yatırım amaçları finansal olmakla birlikte, ticari olmaktan uzak gizli politik amaçların olabileceğine dair endişelerin hashas ve stratejik olarak belirlenen (savunma, enerji, telekomünikasyon, limanlar, demiryolları, bilgi teknolojileri, posta vb.) sektörlerde yatırım yapılmasını kısıtlamaktadır.
Ulusal Varlık Fonlarının yatırım yaptıkları ülkelerdeki ortak düzenlemeler;
- Ulusal Varlık Fonlarının piyasalardaki yatırım faaliyetlerini ilgilendiren Sermaye Piyasasına ilişkin temel düzenlemeler;  1Raporlama yükümlülükleri, 2 Kurumsal Yönetim İlkelerinin belirlenmesi, 3 Piyasa entegrasyonuna ilişkin düzenlemeler,
- Ulusal güvenlik odaklı “Yabancı Yatırım Güvenlik Ajansı” oluşturulması,
- Finansal Kurumlara ilişkin düzenlemeler,
- Stratejik sektörlere ilişkin düzenlemeler,
- Anti tekel ajansları, hususlarını içermektedir.
Ulusal Varlık Fonları; büyük altyapı projelerine ya da mega projelere, yurtdışı borçlanma senetleri ve hisse senetlerine, yurtiçi kamu ve özel borçlanma senetlerine, altın ve diğer kıymetli madenlere vb. alanlarda yatırım yapabilirler.
Ulusal Varlık Fonlarının birçoğu emtia üreticisi ülkelerin elinde bulunuyor ve bu yolla kazandıkları gelirlerini fona aktarıyorlar. Ancak son yıllarda emtia üreticisi olmayan birçok ülkenin de, bütçesi içinde dağınık halde bulunan birçok fonunun, özelleştirme gelirlerinin, bütçe fazlasının ve vakıf varlıklarının menkulleştirilerek nakde dönüştürülmesi suretiyle oluşturulan gelirlerinin Ulusal Varlık Fonlarında toplandığını görülüyor.
Ülkemiz için de özellikle özelleştirme gelirleri, emeklilik ve işsizlik fonları, yeni oluşturulacak kıdem tazminatı fonu, tasarruf fonu ve devlet-vakıf varlıklarının değerlendirilmesi ilk akla gelenlerden. Tabi ki kurulacak bu fonun başarılı olması için profesyonelce ve bağımsız yönetilmesi ancak devlet tarafından etkin denetlenmesi gerekmektedir.
 Bu yazı habergzt.com'da yayımlanmış olup 7199 defa okunmuştur .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİN PETROLE ETKİSİ

Her şeye rağmen yakın gelecekte petrol yakıtlı araçların pazar payının önemli bir kısmına elektrikli araç sektörü sahip olacak… İlk el...